- İklim değişikliğine odaklanmayı ticari açıdan avantajlı bulan yatırımcıların en büyük motivasyonu yatırım getirisini artırmak, korumak, müşterilerin istek ve ihtiyaçlarına cevap verebilmek.
Araştırmanın ortaya koyduğu çarpıcı bulgularından biri, yatırımcıların şirketlerin sürdürülebilirlik performansı hakkında dezenformasyona kapıldıklarını hissetmeleri. Büyük çoğunluğu için kurumsal sürdürülebilirlik raporları inandırıcılıktan uzak, şirketlerin ESG performanslarına dair paylaştığı veriler dayanaktan yoksun. Üstelik katılımcıların %78’i için bu dayanaksız iddialar ‘orta, büyük veya çok büyük’ diye tanımlanabilecek derecede ciddi. Her 100 katılımcıdan sadece 2’si kurumsal raporlarda sürdürülebilirlik performansıyla ilgili dayanaksız iddiaların olmadığını iddia ediyor. Üstelik şirketlerle ilgili ESG derecelendirme kuruluşlarından alınan bilgiler de güven yaratmaya yetmiyor. Yatırımcıların yalnızca %22’si bu bilgileri geniş veya çok geniş kapsamda dikkate değer buluyor.Yatırımcılar sürdürülebilirlik raporlarına güvenmiyor
Küresel Yatırımcı Araştırması şu soruya da yanıt arıyor; “Peki yatırımcılar iklim değişikliğini ele almayı neden önemsiyor?” Burada ticari avantaj faktörü öne çıkıyor.Sonuçlara göre yatırımcıların %64’ü yatırım getirisini artırmak için ESG yatırımlarına odaklanıyor, %68’i ise bu getiriyi korumak için. Öte yandan kayda değer bir çoğunluğun, %82’nin ESG yatırımlarına yönelme nedeni müşterilerin istek ve ihtiyaçlarına cevap verebilmek.Yatırımcıların bu eğilimi, iklim değişikliğine dair artan farkındalığın ileride işletmeler için ciddi bir risk doğurabileceğini ortaya koyuyor. Yatırımcıların %22’sine göre, şirketler önümüzdeki 12 ayda iklim değişikliği ile ilgili risklere ciddi veya çok ciddi ölçüde maruz kalacak. Bunun önümüzdeki beş yıl içinde yaşanacağını söyleyenlerin oranı ise daha yüksek, %37. Tek başına değerlendirildiğinde bu oranın, yatırımcılarının genel tutumunu yansıtmakta yetersiz kaldığı düşünebilir. Ancak bu, jeopolitik çatışmalarla ilgili risk algısıyla aynı.İklim değişikliğiyle ilgili bu trendin şirketlerin kârlılığı üzerinde ciddi ya da çok ciddi etki yaratacağı düşüncesi yatırımcılar arasında baskın görüş. Bu nedenle yatırımcıların %50’si önümüzdeki on yıl içinde enerji dönüşümünün önem kazanacağını düşünüyor, %53’ü ise teknolojik değişikliklerin ön plana çıkmasını bekliyor.İklim değişikliği ve jeopolitik çatışmalarla ilgili riskler aynı düzeyde
Yatırımcılara sürdürülebilirlikle ilgili konularda aksiyon alabilmek adına devletlerin üstleneceği rol de soruldu ve iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik kapsamlı kamu politikası önlemlerini destekledikleri görüldü. Buna göre;Sürdürülebilirliğin maliyetini bilmek istiyorlar
- Sürdürülebilir olmayan faaliyetlere vergi getirmenin ‘etkili’ olacağını düşünenlerin oranı, ‘etkisiz’ olacağını düşünenlere göre 28 puan fazla ölçüldü.
- Güçlü raporlama şartlarının getirilmesini destekleyenlerin oranı da, desteklemeyenlerden 34 puan yüksek.
- Hedefe yönelik sübvansiyonların getirilmesini destekleyenlerin oranı yine 20 puan ile bunları desteklemeyenlerden daha fazla.
- Denetim konusunda yatırımcıların %75’i finansal tablolarda makul düzeyde güvence sunulursa, kurumsal sürdürülebilirlik raporlarına daha fazla güvenebileceğini söylüyor.
- Bu konuda denetim uzmanlarından beklenti de oldukça açık. Katılımcıların %72’si “Bağımsızlık ve etikle ilgili standartlara tabi olmalılar” diyor, %73’ü mesleki şüpheciliğin önemini vurguluyor.
- Güvence verilen konuyla ilgili bilgi sahibi olmak, %78’lik bir oranla yatırımcıların denetim uzmanlarında görmek istediği özellikler listesinin başında.