Tabi, ilk planda 'Yağmur yağıyor, barajları doldurur' düşüncesi akla gelebilir. Fakat, durum tam bu değildir. Çünkü yağmurlar ve de özellikle şiddetli yağmurlar, baraj ve gölleri doldurur. Fakat, hızlıca aktıklarından büyük bir kısmı denizlere gider. Yeraltı sularının beslenmesi açısından da fazla bir fayda sağlamazlar. Oysa Aralık-Ocak-Şubat-Mart dönemlerinde yağan karlar (özellikle yüksek kesimlere) bahar yağmurlarıyla ve de bahar güneşleriyle birlikte erimeye başlar: Nehirleri dengeli besler (Su anlamında), baraj ve gölleri dengeli su kaynağı sağlar. Ve de, düzenli erimeyle içme-sulama suyu anlamında da çok ciddi fayda sağlarlar.
HES'LER DOLUYOR
Enerji; üretimin, sanayinin ve tabi yaşamın can damarı. Bu günlerde yağan kar bu anlamda yazın enerjinin kaynağı olacak. Barajlara dolacak sularla elektrik üretimi ucuz ve tabi yerli ve yenilenebilir bir enerji kaynağından sağlanmış olacak. Bunun için soğuk kış-kar hayatı zorlaştırsa da kar; enerjimizdir, içme suyumuzdur, sulama suyumuzdur. Yani, maddi-manevi berekettir, zenginliktir. Bu açıdan da sevinmemiz gereken bir durumdur.
Not: Tabi, kar-kış deyince ısınma-aydınlatma maliyetleri yani faturalar gündeme geliyor. Bu konuyu da ayrı bir yazı konusu olarak paylaşmış olacağız (ee).