PwC 12. Küresel Aile Şirketleri Araştırması, aile şirketlerinin değişen dünyada nasıl konumlandığını ve sürdürülebilir başarı için kritik olan noktaları ortaya koyuyor.
- Aile Şirketlerinin sadece %25’i çift haneli büyüme yakaladı.
- Uzun süredir halka açık şirketlere kıyasla daha dayanıklı görülen aile şirketleri, artan küresel baskılarla karşı karşıya
- Rekabet avantajını geri kazanmak için dört temel alan kritik: Amaç, uzun vadeli sermaye, çeviklik ve itibar.
PwC’nin 60’tan fazla ülkeden 1.325 şirket sahibi ve üst düzey liderle küresel ölçekte gerçekleştirdiği “12. Aile Şirketleri Araştırması: Rekabet Avantajını Geri Kazanmak” başlıklı raporu yayınlandı. Raporda, BM’ye göre küresel GSYH’nin üçte ikisini ve istihdamın %60’ını oluşturarak küresel ekonominin temel direklerinden biri olarak konumlanan aile şirketlerinin karşılaştığı zorluklar ve dönüşüm yolları ele alınıyor.
Rapor, uzun süredir halka açık şirketlere kıyasla daha dayanıklı görülen bu işletmelerin, artan küresel baskılarla karşı karşıya olduğuna dikkat çekiyor. Araştırma, aile şirketlerinin miraslarını güvence altına alıp büyümeyi yakalamaları için geleneksel güçlü yönlerini (amaç, uzun vadeli / sabırlı sermaye ve itibar) çeviklik, teknoloji ve modern yönetişim stratejileriyle birleştirmelerinin hayati önem taşıdığını ortaya koyuyor.
Araştırma, yüksek yeniden yatırım oranları ve düşük borçluluk gibi geleneksel güçlü yönlerin, artan enflasyon, jeopolitik belirsizlik ve dijitalleşme baskıları karşısında tek başına büyümeye dönüştürülmesinin her zamankinden daha zor hale geldiğini gösteriyor. Bu durum, başarılı aile şirketlerinin kendilerine özgü güçlü yönlerini daha akıllıca kullanmasını gerektiriyor.
Aile şirketlerinde büyüme keskin şekilde geriledi

Küresel ekonominin yapı taşı olmaya devam etmekle birlikte son dönemde aile şirketlerinin performanslarında belirgin bir ayrışma yaşandığını belirten PwC Türkiye Aile Şirketi Hizmetleri Lideri Hande Yinanç, araştırmanın sonuçlarına ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “PwC olarak 12. kez gerçekleştirdiğimiz Küresel Aile Şirketleri Araştırmamız bu ayrışmayı net şekilde ortaya koyuyor. 60’tan fazla ülkede, 1.325 şirket sahibi ve üst düzey liderle gerçekleştirdiğimiz küresel araştırmanın sonuçları, son bir yılda sadece her dört aile şirketinden birinin (%25) çift haneli satış büyümesi yakaladığını ortaya koyuyor. Bu oran, iki yıl önce %43’tü. Yani pandemi döneminin ortalarına denk gelen seviyelere geri dönülmüş durumda. Üstelik bu, küresel ekonominin temel direklerinden biri olan bir sektör için geçerli. Birleşmiş Milletler'e göre, ailenin sahipliğinde veya yönetiminde olan şirketler, dünya genelindeki GSYH’nin yaklaşık üç te ikisini ve istihdamın %60’ını oluşturuyor. Uzun süredir halka açık şirketlere kıyasla daha dayanıklı görülen bu işletmelerin pek çoğu, artık artan baskılarla karşı karşıya.”
Enerji Ekonomisi
Yorumlar
Kalan Karakter: