İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Türkiye ekonomisinin 2017 yılı büyüme rakamlarına ilişkin yaptığı değerlendirmede “Bu performans, 2017 yılında büyümenin en temel gücünün sanayiden geldiğini ve sanayi sektörünün diğer tüm sektörler için de itici güç olduğunu bizlere göstermektedir. Son zamanlarda sanayiye ve üretime verilen hiçbir destek boşa gitmiyor” dedi.
Erdal Bahçıvan: “İçinde bulunduğumuz zorlu döneme karşın hiçbir sanayicimiz yarına yönelik en ufak bir panik görüntüsü verip kendini kapatmadı. Bu da biz sanayicilerin ülkemize olan inancının bir göstergesidir. Cari açık, kurlardaki artış ve özel sektörün borç yükü gibi riskler dikkate alınarak, sanayicimizin performans ve moral motivasyonunun sürdürülebilir kılınması gerekmektedir.
İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Türkiye ekonomisinin 2017 yılı büyüme rakamlarına ilişkin olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Bugün ülke olarak ekonomimizin 2017 yılında %7,4’lük GSYH artışı ile dünyada en hızlı büyüyen ekonomiler arasında yer alma başarısı göstermesinin gururunu yaşıyoruz.
Büyümeye en büyük katkılardan birinin sanayi sektörümüzden geldiğini ifade ederken, bu büyüme verilerinin, biz sanayiciler için çok özel ve gurur verici bir boyutu olduğunu özellikle ifade etmek istiyorum. Türkiye ekonomisi 2017 yılında yüzde 7,4 büyürken sanayi sektörümüzün yüzde 9,2 büyüme göstermesi gerçekten her türlü takdirin üzerinde övgüyü hak eden bir performanstır. Bunun yanı sıra bu performansın sanayi sektörünün GSYH içindeki 2016’da yüzde 19,6 olan payını 2017’de yüzde 20,6’ya yükselttiğini ve yine imalat sanayinin payının da aynı dönemde yüzde 16,6’dan yüzde 17,5’e çıktığını vurgulamak istiyorum.
Bu performans, 2017 yılında büyümenin en temel gücünün sanayiden geldiğini ve sanayi sektörünün diğer tüm sektörler için de itici güç olduğunu bizlere göstermektedir. Bu bize şunu gösteriyor: Son zamanlarda sanayiye ve üretime verilen hiçbir destek boşa gitmiyor. 2017’deki ekonomik büyüme, bunu herkese somut olarak göstermiştir.Sonuçta sanayi sektörümüz bir kez daha ispat etti ki; iş üretmenin, aş üretmenin, ihracat yapmanın, vergi vermenin en gerekli olduğu sektörlerin başında gelmektedir.
Bugün de; içinde bulunduğumuz zorlu döneme karşın hiçbir sanayicimizin yarına yönelik en ufak bir panik görüntüsü verip kendini kapatmadığının bilinmesini isterim.Bu da biz sanayicilerin ülkemize olan inancının bir göstergesidir. Ancak cari açık, kurlardaki artış ve özel sektörün borç yükü gibi riskler dikkate alınarak, sanayicimizin performans ve moral motivasyonunun sürdürülebilir kılınması gerekmektedir.
İstanbul Sanayi Odası, son 30 yılda dünya genelinde gerisinde büyük hasarlar bırakan finans odaklı ekonomi yerine bugüne ve yarına yönelik olarak üretim odaklı bir ekonomiyi savunmaktadır. Son yıllarda hükümetimizin üretim odaklı ekonomiyi öne çıkarmış olmasından memnuniyet duyuyoruz. İSO olarak öncülük ettiğimiz, üretim hayatımızı niteliksel dönüşüme uğratacak ve bugün ciddi bir yatırım ihtiyacı içinde olan sanayicinin finansman sorunlarını çözecek olan KGF, yeni bir Kalkınma Bankacılığı gibi yapısal konular gündeme alındıkça nitelikli büyümeleri görmeye devam edeceğiz.”