Önemli - Doğal gaz ve akaryakıt stokları ful dolu olmalı!
Rusya'nın Ukrayna'yı işgali (24 Şubat 2022), siyasi etkilerinin yanında ekonomik etikleri de çok farklı oldu. Bir diğer ifadeyle işgal, dünyada alışılmış bütün savaş etkilerini-sonuçlarını altüst etti. Ve en önemlisi de savaş, dünya enerji dengesini değiştirdi (Üretimden pazarlamaya).Bilindiği gibi Rusya, dünyanın en önemli ham petrol ve doğal gaz rezevr sahibi ve de üreticisi ülke. Ve Rusya, geçmiş dönemlerde yaşanan siyasi krizler-savaşlarda
(Eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği - SSCB) enerjiyi (Gaz - petrol) silah olarak kullanmadı. Gergin ortamlarda bile Rusya, gaz ve petrol sevkiyatını sürdürdü. Ukrayna işgali ise, Rusların bu tavrını değiştirdi. Ve Rusya, alanen enerjiyi yani petrol ve doğal gazı silah olarak kullanacağını-kullanmaya başladığını açıkladı. Ve Ruslar bunu da, aleni deklere etti. Gerçi bunda, başta ABD olmak üzere Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin tavrının etkisi de var (Sert ambargo kararları). Ancak dünya, Ruslar'ın enerjiyi ilkkez bu derece silah olarak kullandığı bir dönemi yaşıyor.
Şok etkisi yaptı
Aslında
dünya petrol ambargolarına alışık ve hatta hazır. Bunda, petrol ticaretinin kolay olması ve kaynak çeşitliliğinin etkisi büyük. Ancak doğal gazda durum biraz farklı. Çünkü doğal gaz ticareti bugüne kadar daha çok, boru hatları üzerinden yapıldı-yapılıyor. Bu ise; kaynak çeşitliliğini sınırlandıran bir durum. Ve de ambargo - kesinti durrumlarında, olumsuz etkileri çok daha fazla olan bir ticaret şekli. Gerçi son yıllarda doğal gazda
LNG-CNG ticareti arttı. Ve, yeni yeni de FSRU tesislerinin kurulumu hızla artmaya başladı (Sıkıştırılmış-sıvılaştırılmış doğal gaz). Ancak bütün ticaret kanalı farklılıklarına rağmen doğal gaz ticaretinde hakimiyet boru hattı ile taşımacılık. Bu nedenle de, gazın kesilmesi durumlarında ya da gaz akışının durması halinde alıcı ülke için çok ciddi krizler doğarabiliyor (Tabi, satıcı ülke içinde kesinti kriz. Üretimin durması-yeniden üretimin zorluğu vb nedenler). İşte Avrupa ülkeler tamda bu krizi yaşıyor. Çünkü Avrupa ülkeleri, doğal gaz ticaretini Rusya ile durdurduğunu ya da durduracağını (Ükleere göre değişiyor) açıklaması yaptı. Tabi doğal gaz kesintilerinin yaz dönemine denk gelmesi, bu açıklamalar sonrası şimdilik avantaj. Ve de olumsuz etkileri çok daha sınırlı. Çünkü yaz mevsimi ve tüketim ciddi oranda düşüyor; özellikle konutlarda. Ancak, bu rahatlık en fazla 2-3 ay sürecektir. Çünkü, Eylül'de havaların soğumaya başlaması ve de tatillerin bitmesiyle, konut ve sanayide doğal gaz tületimi artmaya başlayacaktır. Tam bu dönemde Avrupa'yı çok zor bir sınav beklediğini söyleyebiliriz.
Türkiye 'doğal gaz ve petrol stıoklarını' ful dolu tutmalı
- Tam bu noktada Türkiye'ye dönersek... Türkiye, Rusya ile krizi Avrupa ülkeleri ile aynı zorlukta yaşamasa da (ticari olarak) yine de Avrupa ve ABD ile yoğun ticaret yapan bir ülke konumunda bulunuyor. Bu durum, avantajları yanında ciddi dezavantajları da söz konusu olabilir. Bunun en önemlisi de, enerji yani petrol doğal gaz ticaretidir. Ve de bu konuda Türkiye'nin zorluğu, AB ülkelerine göre biraz daha fazla. Çünkü Türkiye hem petrol- ve hem de doğal gaz ihtiyacının tamama yakınını ithalat yoluyla (Petrolde yüzde 95'ler, doğal gazda yüzde 99 oranında) ve ağırlıklı olarakta Rusya'dan temin ediyor ya da karşılıyor. Bu trafikte yaşanacak bir aksama ya da kesinti, Türkiye'de 'Eğer gerekli hazırlıklar şimdiden yapılmazsa' çok ciddi krizlere neden olabilir. Bunun içinde mutlaka gerek doğal gaz yeraltı depoları ve gerekse petrol stokları acil durumlara şimdiden hazırlanmalı ya da hazır hale getirilmeli. Muhtemel bir gecikmenin 'son bahar ve kış dönemi için' çok ciddi bir kriz demek olduğu şimdiden söylenebilir.
Çünkü, kriz durumlarında her kes aynı sorunu yaşıyor olacağından çözümde o derece zor olacaktır. Bu nedenle, gerek yazın gaz tüketimindeki azalış (konutlar için) ve de gerekse izin-tatil vb nedenlerle sanayi gaz tüketimindeki düşüş dikkate alınmalı. Bu arz-talep dengesindeki bu rahatlık avantaj olarak kabul edilip 'çözüm ve önlemler şimdirden' uygulamaya konulmalıdır.
Burada, kamu ve özel sektör işbirliğinin büyük önem arzettiğine de vurgu yapmakta fayda var. Anaiz - Enerji Ekonomisi