AYRINTILAR
İklim değişikliği, pek çok insan için günümüzün en kritik sorunu. BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin yayınladığı özel bir rapora göre, küresel ısınmanın sanayileşme öncesi düzeylerin 1,5°C üzerinde sınırlanabilmesi için insanların karbondioksit üretimlerini önemli ölçüde azaltması gerekiyor. Söz konusu 1,5°C’lik artış, dünya üzerindeki değişimlerin daha yönetilebilir kılınmasını sağlayabilecek bir artış. Bu yöndeki çalışmalar, 2016 Paris İklim Anlaşması gibi girişimlerle pek de düzenli olmayan bir şekilde ilerlerken, ülkelerin daha fazlasını yapmaları gerekiyor. MIT Technology Review Insights tarafından yayınlanan ve Citrix’in sponsorluğuyla destekte bulunduğu Yeşil Gelecek Endeksi, önde gelen 76 ülke ve bölgeyi düşük karbonlu bir gelecek inşa etme yolundaki ilerlemelerine ve taahhütlerine göre sıralıyor. Düşük karbonlu bir gelecek inşa etme yolunda dikkate alınan beş kategori arasında karbon emisyonları, enerji geçişi, yeşil toplum, temiz inovasyon ve iklim politikası yer alıyor.Avrupa’nın bir başka bölgesinde yer alan ve sırasıyla birinci, ikinci ve üçüncü sırayı elinde tutan İzlanda, Danimarka ve Norveç, iklim konusunda farklı şekillerde ilerleme kaydetti. İzlanda, 2040 yılına kadar karbon nötr olma taahhüdünü yerine getirme konusunda bol jeotermal ve hidroelektrik kaynaklarına güvenirken, Avrupa’nın en büyük hidrokarbon üreticisi olan Danimarka da 2020 yılının sonlarında yeni petrol ve doğal gaz arama ruhsatları çıkarmama taahhüdünde bulundu. Bu esnada Norveç, ekonomisini fosil yakıt sektöründen ayırmak için çeşitli yöntemler ve teknolojiler kullanmayı planlıyor.Avrupa’nın ötesinde karbondan arındırmaAvrupa’dan daha uzağa gidildiğinde, 7. sırada yer alan Kosta Rika ve 8. sırada yer alan Yeni Zelanda, daha küçük ülkelerin nasıl dünya lideri karbondan arındırma gündemleri ortaya koyabileceğini gösteriyor. Orta Amerika ülkesi 2021 yılına kadar tamamen yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretmeyi hedeflerken, Güney Pasifik ada ülkesi ise 2050 yılına kadar karbon nötr hale gelmeye yönelik bir yasa yürürlüğe koyarak cesur ve dönüşümsel bir iklim politikasıyla öne çıkıyor.
En fazla karbon emisyonuna yol açan ülkelerden bazıları Avrupa ülkelerinin gerisinde yer almakla birlikte ilerleme kaydediyor. Birleşik Devletler 40. sırada yer alıyor, ancak son yıllarda emisyonlarını azalttı ve dünyada verilen yeşil patentlerin yaklaşık beşte birine ev sahipliği yapıyor. Bununla beraber ABD ekonomisi büyük ölçüde fosil yakıtlara bağımlılığını sürdürüyor. Öte yandan 21. sırada yer alan ve yenilenebilir enerjiyi benimseyen Hindistan, dünyanın en büyük vejetaryen nüfusuna sahipken, dünyanın en büyük süt ürünleri üreticisi ve en fazla karbon emisyonuna yol açan üçüncü ülkesi olmaya devam ediyor. İlerleme katetmek mümkünYeşil Gelecek Endeksi, ekonomilerin geleceği düşünen iklim gündemlerinden nasıl faydalanabileceğini gösteriyor. Ne yazık ki bu durumun tersi de geçerli. Birleşik Arap Emirlikleri (42.) ve Nijerya (53.), en büyük üçüncü ve beşinci ham petrol ihracatçılarıyken, Endonezya (57.), Vietnam (49.) ve Güney Afrika (47.), en büyük kömür ihracatçıları. Karbondan arındırma, bu ülkelerin ekonomik durumu için bir varoluş tehdidi oluşturuyor. Ancak yalnızca enerji için değil, gelir için de yenilenebilir ve alternatif kaynaklara yönelme konusunda düzenli bir çaba gösterilmediği sürece, bu ve alt sıralarda yer alan diğer ülkeler geride kalma riskiyle karşı karşıya. Ekonomistler sürdürülebilir bir modeli korumanın zorluğu üzerinde çok fazla dururken, optimistler olumlu noktaya dikkat çekiyor: Çevresel sürdürülebilirlik ve iş sürdürülebilirliğinin birbirinden ayrılamaz olduğunun farkına varıp bu yönde harekete geçenler, çok ciddi bir avantaj elde edecekler.
Enerji Ekonomisi