Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) 49. Dönem Yönetim Kurulu, Akkuyu Nükleer A.Ş.’nin üst düzey yöneticilerinden Gennady Sakharov’un yolsuzluk suçlamasıyla tutuklanmasına ilişkin yaptığı basın açıklamasında, konunun projenin yürütüldüğü ülkemiz için yaşamsal bir güvenlik riski oluşturup oluşturmayacağının mutlaka sorgulanması gerektiğine dikkat çekti. “Ülkemizin enerji alanında yerli ve yenilenebilir alternatifleri varken, etkisi nesiller boyu sürecek bir nükleer kaza riski alınmamalı ve Akkuyu ve Sinop’ta yürütülen çalışmalar sonlandırılmalıdır” çağrısında bulundu.
EMO açıklaması... EMO açıkamasında 'tutukluluğa' vurgu yaptı: ''Türkiye’de Rosatom’un sahip olacağı ikinci bir nükleer santralın yapılmasına izin verilmesi, ülkemizi doğrudan Rusya`ya bağımlı kılacaktır. Rosatom’un Türkiye’deki faaliyetlerini yürütmek üzere 2010’da Rusya tarafından kurulan Akkuyu Nükleer Anonim Şirketi etrafında yaşanan sorunlar ve iddiaların ardı arkası da kesilmemektedir. Basında yer alan haberlere göre, Akkuyu Nükleer Anonim Şirketi’nin üst düzey yöneticilerinden biri olan Gennady Sakharov, yolsuzlukla suçlanmaktadır. Halen Akkuyu Nükleer Anonim Şirketi’nin ticaret sicilinde ve şirketin İnternet sitesinde Yönetim Kurulu Üyesi olarak görünen Sakharov’un yolsuzluk suçlamasıyla tutuklandığı ifade edilmektedir.Rosatom’un yatırımlarından ve inşaatlardan sorumlu yöneticisi olan Sakharov’un rüşvet suçlamasıyla ülkesinde görevden alınması ve tutuklanması Akkuyu’da yürütülen inşaat çalışmalarına yönelik soru işaretlerini artırmıştır. Herkesin bildiği gibi tüm güvenlik önlemleri alınsa da nükleer santrallarda güvenlik riskleri sıfırlanmamaktadır. Konu Rusya açısından basit bir mali suç olabilir ancak projenin yürütüldüğü ülkemiz için yaşamsal bir güvenlik riski oluşturup oluşturmayacağı mutlaka sorgulanmalıdır. Akkuyu projesi üzerindeki belirsizlikler aydınlatılmadan Sinop için Rosatom ile yürütüldüğü söylenen görüşmeler de sonlandırmalıdır.''
yenilenebilir enerjiye geçişte şanslı ülke...EMO... Ülkemiz, yüksek kaynak potansiyeliyle büyük oranda yenilenebilir enerjiye geçiş yapma olanağına sahip ender şanslı coğrafyalardan birinde yer almaktadır. Başta güneş ve rüzgar olmak üzere yenilenebilir kaynaklar, tüm dünyada nükleere alternatif haline gelmektedir. Geçmişte enerjide dışa bağımlılığa yönelik açmazlar yaşayan “gelişmiş” ülkelerin yöneldiği nükleer santrallara yakın gelecekte kimsenin ihtiyacı kalmayacaktır. Yerli nükleer teknolojisi ve yakıtı olmayan ülkemizin ise özellikle Rusya olan bağımlılığını artıracak girişimlere yönelmesi ise akıl dışı sayılmalıdır.Kapitalist rekabetin ürünü olarak geçmişte enerji açlığına çözüm olarak sunulan nükleer santrallar, şüphesiz insanoğlunun tasarladığı en riskli işletmelerdir. Bugün ülkede bir enerji açığı yokken ve bölgesel çatışmaların artması nedeniyle bir enerji darboğazı riski öngörülüyorsa dahi bunun çözümü yüzde yüz yabancı bir teknoloji ve kaynak olan nükleer değildir. Dahası ülkemizin enerji alanında yerli ve yenilenebilir alternatifleri varken, etkisi nesiller boyu sürecek bir nükleer kaza riski alınmamalı ve Akkuyu ve Sinop’ta yürütülen çalışmalar sonlandırılmalıdır.''
(nükleer enerji şirketleri - enerji ekonomisi)