İç mekan havası dışarıdan daha mı temiz? Dyson ve National Geographic Türkiye ARAŞTIRMASI

TAKİP ET

İç mekanlardaki hava dışarıdaki havadan daha temiz sanılıyor…

Araştırmaya göre Türkiye'nin üç büyük şehrinde yaşayanların yüzde 55'i iç mekân hava kalitesinin dış ortamdaki havaya oranla daha iyi olduğunu düşünüyor. Sanılanın aksine; ortalama bir evin havası, dışarıdaki havadan 5 kat daha kirli olabiliyor

AYRINTILAR

Global teknoloji şirketi Dyson, Türkiye'deki iç mekân hava kalitesi farkındalığı hakkında bilgi edinmek için National Geographic ile ortak bir çalışma gerçekleştirdi.

İç mekân hava kirliliği konusunda birçok dikkat çekici sonucun ortaya konduğu araştırmada ortaya çıkan en önemli iki bulguya göre; İstanbul, Ankara ve İzmir’de yaşayanların yaklaşık yüzde 70’i yemek pişirme sırasında çıkan duman, temizlik ürünleri ve evcil hayvan tüylerinin iç mekân hava kalitesini bozduğundan habersiz. Katılımcıların yüzde 90’ından fazlasıysa temiz hava solumanın “çok önemli” olduğunu düşünüyor.

Saç spreyleri iç mekân hava kirliliğine neden oluyor

Araştırma sonuçlarına göre; bu illerde yaşayan her 5 kişiden 3'ü, yaşadıkları ortamdaki hava kirliliği kaynaklarının farkında değiller ve katılımcıların yüzde 90'ı yeni mobilyaların iç mekân hava kirliliği kaynağı olabileceğini bilmiyor. Araştırmaya katılanların yüzde 79'u ise saç spreylerinin iç mekân hava kirliliğine neden olabileceği hakkında bilgi sahibi değil.

İç mekanlardaki hava dışarıdaki havadan daha temiz sanılıyor…

Araştırmaya göre Türkiye'nin üç büyük şehrinde yaşayanların yüzde 55'i iç mekân hava kalitesinin dış ortamdaki havaya oranla daha iyi olduğunu düşünüyor. Sanılanın aksine; ortalama bir evin havası, dışarıdaki havadan 5 kat daha kirli olabiliyor[1].

Araştırmaya katılanların neredeyse yarısı iç mekân hava kirliliğinin sağlık sorunları yaratabileceğinin farkında. Endişe verici bir sonuç olarak katılımcıların yüzde 22'si ailelerinde alerji veya astım problemleriyle karşı karşıya olduklarını belirtiyor. Bu oran, Türkiye’de her 4 kişiden birinin alerjik hastalıklardan etkilendiğini gerçeğini doğruluyor[2].

Dyson Kıdemli Tasarım Mühendisi Tom Mogridge konuyla ilgili olarak “Bu araştırma sonuçları bizim için şaşırtıcı olmadı. Çin dışındaki bütün ülkelerde iç mekân hava kalitesi konusunda farkındalık düzeyi çok düşük. Çoğu insan kirli bir şey solumadığı takdirde evlerinde soludukları havanın kirletici maddeler içermediğini düşünüyor, ancak bu gerçeği yansıtmıyor. Aslında günlük olarak kullandığımız birçok ürün ve eşya iç mekân hava kirliliğini artırıyor. Bizim de bu araştırmayı yaptırmamızın amacı iç mekân hava kirliliği konusunda farkındalığı artırmak.” dedi.

Zamanımızın yaklaşık yüzde 90’ını kapalı ortamlarda geçiriyoruz

İç ortam nesli olarak zamanımızın yüzde 90'ını kapalı kapılar ardında çalışarak, okuyarak, yemek yiyerek, egzersiz yaparak ve uyuyarak geçiriyoruz. [3] Bu nedenle iç ortamda soluduğumuz havadaki toza, alerjenlere ve maruz kaldığımız sıcaklığa kadar her şey sağlığımızda hayati bir rol oynuyor.

Hava kirliliği hakkında konuştuğumuzda, genellikle aklımıza dış ortam hava kirliliği geliyor. Ancak iç ortamda, gözümüzle gördüğümüzden çok daha fazlası bulunuyor. Pencereleri veya kapıları açtığımızda evimize giren kirli havanın yanı sıra, günlük aktiviteler ve evimizdeki eşyalar da havayı kirletebiliyor.

Hayatımızın yaklaşık üçte birini harcadığımız yatak odasında[4]; kozmetik, saç spreyi ve parfüm gibi kişisel bakım ürünlerinden gelen VOC'ler (Uçucu Organik Bileşikler) veya kokulu mumlardan gelen benzen bulunabiliyor. Mutfakta ve oturma odasında bulunan temizlik ürünleri de VOC yayarken, yemek pişirme işlemleri sırasında duman ve koku salınımıyla partiküller oluşuyor, halılarsa toz ve alerjen madde üretiyor.

Temmuz 2019'da yapıldı

Bu araştırma; Yöntem Araştırma tarafından Dyson ve National Geographic Türkiye iş birliğiyle Temmuz 2019'da yapılmıştır. Örneklem, 25-55 yaş arası İstanbul, Ankara ve İzmir'de yaşayan 610 kişiyi kapsamaktadır. Araştırma CAPI (bilgisayar destekli yüz yüze görüşme) tekniği ile gerçekleşmiştir.

Ek Anket Bulguları:

-En büyük ilk üç şehirde yaşayanların yüzde 15'i iç mekân hava kirliliği kavramını duymadıklarını, iç mekân hava kalitesinin düşük olmasının insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkisinin farkında olmadıklarını belirtti.

-Katılımcıların yaklaşık hepsi (yüzde 99), PM 2.5 terimini hiç duymadığını söyledi.

-Katılımcıların yaklaşık yarısı (yüzde 48) yeni bir bina veya dairenin daha iyi havaya sahip olduğunu düşündüğünü iletti ancak yeni bina veya dairelerin havası eskilere oranla daha kirli olabilir.

dyson national geographic türkiye iç hava