Depremde 'Elektrik -  Doğalgaz ve GSM şirketleri'

TAKİP ET

''GSM'de arızalara müdahale ve iletişimin sağlanması; doğal gaz ve elektrik sektörüne göre daha kolaydır. Çünkü, doğal gaz ve elektrikte hizmet verebilmek için mutlaka fiziki bağlantının olması gerekiyor (Elektrik-doğal gaz, iletim-boru hatları). Bu hatlar, yerin altından ya da üstünden fiziki birleşmeyle hizmet verebilir. Oysa GSM de bu zorunluluk yoktur. 'Baz istasyonu, dibinde bir jeneratör' anında hizmet verebilir.

Depremde 'Elektrik -  Doğalgaz ve GSM şirketleri'

Türkiye, Kahramanmaraş merkezli çok çok büyük bir deprem felaketi yaşadı. Felaket 10 ilimizi ve 13 milyon üzeri insanımızı etkiledi. Bütün Türkiye (Kamu-özel), maddi-manevi deprem yaralarının sarılması için seferber oldu. Burada; depremde inşaat konusu bir kenara konursa (Sürekli yazılıp-çizilip-konuşuluyor), 'Elektrik - Doğal gaz ve GSM şirketlerinin durumunun' incelenmesi ve irdelenmesi önem arzediyor. 

 

Yasanın emri - Felakete önceden hazır olunmalı'

Bütün yasal mevzuat (kanun, yönetmelik,tebliğ vb) bütün elektrik, doğal gaz ve GSM şirketlerinin 'Afet-felaket' durumlarına önceden hazır olmalarını emreder. Bu nedenle de şirkerler bunu çok iyi bilir. Ve kazançlarının bir bölümünüde  zorunlu olarak bu yatırımlara ayırırlar (En azından yasa gereği ayırmaları gerekiyordu). Peki, böyle mi oldu? hayır.

 

Doğal gaz ve elektrik şirketlerine teşekkür

Öncelikle belirtmekte fayda var. Elektrik ve doğal gaz hizmetleri, çok tehlikeli-riskli ve çok ciddi yatırım yapılması gereken sektörlerin başında gelir. Çünkü, en ufak bir eksiklik 'Yangın-patlama' gibi çok ciddi felaketler yol açabilir. Bu anlamda, son yaşadığımız deprem felaketi de bölge için 'elektrik ve doğalgaz' sektörü adına çok ciddi riskler taşıyordu.

Çünkü, doğal gaz çok hızlı yanma ve patlama özelliği olan bir ürün.Ve deprem bölgesinde de yeraltının tamamı doğal gaz boru hatları ile döşenmiş durumdaydı. Ve de ısınmak-sanayi kullanımı vb içinde, kazan-kombi kullanımı söz konusuydu. Özellikle Türkiye'de ve tabi deprem bölgesinde 'Kombi sistemi' daha çok kullanılan birsistemdi (Türkiye’nin diğer illeride benzer durumda). Bir diğer ifadeyle ve özellikle hemen hemen her evde-dairede doğal gaz kombi sistemi mevcuttu. Bu kombilere gaz taşıyan bina içi tesisat ve bu tesisatlar gaz taşıyan şehiriçi doğal gaz dağıtım sistemi söz konusuydu. Depremle birlikte bütün bu sistemler bir anda devre dışı kaldı. Burada can alıcı nokta ise, eğer daha önceden sağlıklı bir doğal gaz güvenlik sistemi kurulmasaydı, depremle birlikte bu sistemlerin tamamı için 'Büyük patlamalar ve yangın' riski sözkonusuydu. Güzel olan, bu yaşanmadı. En azından depremden bu yana (6 Şubat itibariyle), bu konuda GSM’de olduğu gibi ‘Patlamalar-yangınlar vb’ tepkiler olmadı. Deprem nedeniyle En azından kamuoyuna bugüne kadar doğal gaz kaynaklar büyük yangınlar-patlamalar-kazalar-ölümler yaşandığı konusu yansımadı. Çünkü, 13 ildeki felekatte gaz kaynaklı bir patlama-  yangın ikinci bir felaket olacaktı. Çünkü, bu patlama ve yangınlara 'daha önceden kurulan güvenlik sistemleri' olmasaydı; ortaya çıkacak yangın ve patlama durumlarına da müdahale imkanıda olmayacaktı. Ya da çok çok sınırlı olacaktı. Bu olmadı. Bunun en önemli nedeni ise, önceden  kurulan ve çalışan güvenlik sistemleri idi. Depremle birlikte sistem otomatik olarak kendini korumaya aldı. Ve  gaz kaynaklı büyük felaketlerin yaşanması önlenmiş oldu. Aksi halde yıkım ve çökmelerle birlikte ev-iş ve caddelerde (yeraltı şebekeleri) patlama ve yangınlar kaçınılmazdı.

 

Örneği yaşandı
Doğal gaz şebekeleri kaynaklı felaketin örneği ADD de yaşandı. Eski doğal gaz şebekeleri kaynaklı patlamaların çevreye verdiği zararın boyutu kamuoyuna da yansıdı. Çünkü, toprağın altı gaz ile dolu (Doğal gaz boru hatları). Doğal gaz ise, yüksek patlama kabiliyetine sahip. Burada kaza durumlardın da yapılacak ilk iş ve en hızlı müdahale ‘güvenlik sistemlerinin hazır olması ve anında devreye’ girmesidir.
Türkiye’deki doğal gaz şebekesi ve işletmecileri, önceden alınan tedbirlerle ve devreye giren güvenlik sistemi ile daha büyük faciaların yaşanmasının önüne geçmiştir (Düşünün ki, her evde ve her sokakta patlamaya-yanmaya hazır bir sistem mevcuttu. Bunun için Doğal gaz şirketlerini tebrik etmek gerekiyor.

 

Elektrik şirketlerine de tebrikler

Doğal gaz gibi elektrikte ‘konfor’ olmasına rağmen, tehlikesi olan bir üründür.Çünkü, Yıkım-çöküm vb durumlarda ‘elektrik kaynaklı anında kıvılcımlar’ oluşur. Bu kıvılcımlar, can ve mal güvenliği için çok ciddi riskler doğurabilir (Yangın vb). Benzer şekilde bu kıvılcımlar, doğal gaz - akaryakıt depoları ve istasyonları içinde büyük tehlikeler doğurabilir; kıvılcım kaynaklı yangın ve patlamalar her an olabilirdi. Yaşadığımız felakette ‘elektrik sistem güvenliği de anında devreye girip’ yeni felaketlerin yaşanmasını önlemiştir. Bunun içinde elektrik şirketlerine teşekkür.

 

GSM şirketleri sınıfta kaldı

Tam bu nokta da GSM şirketleri (Daha önceki felakette olduğu gibi) yetersiz kaldı. Depremle birlikte iletişim sistemi çöktü. Ve milyonlarca insanın en çok ihtiyaç duyduğu iletişim, deprem bölgesinde sağlanamadı. Tabi, deprem GSM şirketleri durumu kabul edip açıklama yaptılar: 'Elektirkler kesildi. Enerji sağlanamayınca da iletişim kesildi; baz istasyonları çalışmadı vb’. Bu doğru. Ancak, son derece haksız ve gerekçeklerden uzak bir açıklamaydu, bu. Çünkü GSM şirketleri, yasal zorunluluk olarak deprem sel gibi felaketlere alt yapılarını hazır tutmalıydılar. Ki, deprem öncesi yaptıkları 'kullanmak istemiyoruz ama hazırız. Drone baz istasyonları depremlerde-felaketlerde’ can kurtaracak' içerikli reklamları da son derece umut vericiydi. Ancak bu umutlar, sadece reklamlarda kaldı. Ve milyonlarca insan iletişim mağduru oldu.

 

GSM'de müdahale kolay - Doğal gaz ve elektrikte zordur!
Evet, GSM'de arızalara müdahale ve iletişimin sağlanması; doğal gaz ve elektrik sektörüne göre daha kolaydır. Çünkü, doğal gaz ve elektrikte hizmet verebilmek için mutlaka fiziki bağlantının olması gerekiyor (Elektrik hatları, doğal gaz boru hatları. Bu hatlar, yerin altından ya da üstünden fiziki birleşmeyle hizmet verebilir). Bölgede oluşan yıkındı dikkate alındığında bu müdahalenin zorlu anlaşılabilir. Oysa GSM de bu zorunluluk yoktur. ‘Baz istasyonu, dibinde bir jeneratör ile anında hizmet vermeye başlayabilir-iletişim sağlanabilirdi. (Ki Turkcell gibi bazı şirketler, bunu daha da ileri taşıyarak felaketlerde dronelerle iletişimi sağlayacağını duyurmuştu). Bir diğer ifadeyle, GSM iletişimi için acil durumlarda fiziki iletim şart değil. Hava yoluyla baz istasyonları taşınıp (Helikopter, uçak, droneler vb) anında hizmet verilebilirdi. Tabi bu da olmadı. Çünkü, GSM şirketlerinin altyapı yatırımları reklamlarla sınırlı kalmıştı. Bu reklamların ise, gerçek hayatta hiçbir faydası olmadığı da 'son üzücü' felakette görülmüş oldu.


Açıklama yapmak yeterli değil

Bu arada GSM şirketlerinin deprem sonrası açıklama yapmaları-üzüntü beyan etmeleri, bu şirketleri sorumluluktan kurtarması zor adımlar olmuştur. İletişim kaynaklı çok büyük maddi - manevi zararlar oluştu. Bütün ülke yaraların sarılması için çalışıyor. Ancak, yaralar sarıldığında ve ortalık durulduğunda, GSM şirketlerinin bu eksiklikleri yargı önüne gelecektir. Ve yargı da mutlaka, büyük maddi-manevi can kayıplarında 'GSM şirketlerinin sorumluluğunu' sorgulayacaktır.

Sonuç olarak, GSM şirketleri (Turkcell, Vodafone ve Türk Telekom) son felakette de, 'baz istasyonlarını bölgeye taşıyıp bir jeneratör iletişi sağlama' başarısını gösterememiştir. Depremle birlikte iletişimin hemen sağlanmamış olması da, altyapı yetersizliklerini ortaya koymuştur. Oysa, 'ana görevleri olmamasına rağmen elektrik dağıtım şirketleri' kendi iletişimini, felakete rağmen sağlamıştır: Elektrik şirketleri; Güneş enerjili jeneratörleri yüksek yerlere kurup, telsizler üzerinden ‘arıza hızlı müdahale ve hizmetin sağlanması için’ kendi iletişimi kurup- kullanmaya başlamışlardır.

Tabi, önceden hazırlık yapmazsanız - reklamların dışında- muhtemel felaketlerde de yetersiz kalırsınız. Ve binler-milyonlarca insanın da 'iletişim-iletişim’ sesini duymazsınız. Ve hukuk önünde de, izahını yapmak zorunda kalırsınız (İzah edebilirseniz).

Son felaket, Türkiye’mizi (Ve tabi dünyayı son derece üzmüştür). Güzel ülkemize geçmiş  olsun. Vefat eden insanlarımıza rahmet, yaralılarımıza şifa ve bütün Türk milletine geçmiş olsun. Temenni odur ki, ‘yararların bir an önce sarılıp, normal hayata dönülmesidir'.

(Makale - İsmail Altunsoy / Enerji Ekonomisi)

 

GSM Operatörleri - İletişimin kesilmesinin nedeni ''Çatılardaki baz istasyonlarının yıkılması ve elektrik kesintisi''

Toroslar Elektrik Dağıtım - DEPREM bölgesinde afet haberleşme sistemini devreye aldı!

 

depremde GSM şirketleri depremde doğal gaz şirketleri depremde elektrik şirketleri