BP enerji görünümü raporunu açıklandı

TAKİP ET

BP'nin Enerji Görünümü raporunun 2018 baskısı 20 Şubat tarihinde yayınlandı. Rapor, küresel enerji dönüşümünü 2040'a kadar biçimlendiren güçleri ve bu dönüşüm kapsamındaki belirsizlikleri ele alıyor.

BP'nin Enerji Görünümü raporunun 2018 baskısı 20 Şubat
tarihinde yayınlandı. Rapor, küresel enerji dönüşümünü 2040'a
kadar biçimlendiren güçleri ve bu dönüşüm kapsamındaki
belirsizlikleri ele alıyor. Enerji dönüşümünün hızının
belirsiz olması nedeniyle yeni Görünüm raporu bir dizi senaryoyu
dikkate alıyor. Raporda, küresel çaptaki doğal gaz talebinin büyük
artış gösterdiğine ve kömürü geride bırakarak dünyanın ikinci
en büyük enerji kaynağı olacağına dikkat çekilirken, petrol ve
doğal gazın dünya enerjisinin yarısından fazlasını
oluşturmasının beklendiği açıklandı. 2030'lu yılların başında
Hindistan’ın Çin’i geride bırakarak, dünyanın en hızlı
büyüyen enerji pazarı olmasının beklendiği raporda gerçekleşmesi
muhtemel senaryolar ise şu şekilde belirtildi:

Devlet politikalarının, teknolojilerin ve toplumsal tercihlerin yakın geçmişe benzer bir şekilde ve hızda gelişeceğini varsayan "GELIŞEN DÖNÜŞÜM" senaryosu, aşağıdaki durumların gerçekleşebileceğine dikkat çekiyor;
 

Gelişmekte olan ekonomilerdeki hızlı büyüme, küresel enerji talebinde üçte bir oranında artışa neden olmaktadır.
 

Küresel enerji karışımı, 2040 yılına kadar dünyada şimdiye kadar görülen en fazla çeşitliliği barındırmakta olup petrol, gaz, kömür ve fosil olmayan yakıtların her biri buna yaklaşık dörtte bir oranında katkıda bulunmaktadır.
 

Yenilenebilir enerji kaynakları en hızlı büyüyen yakıt kaynağıdır ve beş kat artarak birincil enerjinin yaklaşık %14'ünü sağlamaktadır.
 

Petrol talebi, ileriki yıllarda dengelenmeden önce _Görünüm_ raporu döneminin büyük bölümünde artmaktadır.

Doğal gaz talebi kuvvetli bir şekilde artış göstermekte ve kömürü geride bırakarak ikinci en büyük enerji kaynağı olmaktadır.

Petrol ve gaz birlikte dünya enerjisinin yarısından fazlasını oluşturmaktadır.

Küresel kömür tüketimi yatay seyir izlemekte ve Çin’in kömür tüketiminin büyük ihtimalle yükseliş sonrası durağan bir noktaya geldiği görülmektedir.

Elektrikli araçların adedi, araç parkının yaklaşık %15'ine kadar artış göstermekte ancak çok daha yüksek kullanım yoğunlukları nedeniyle bu adet, binek araçların kilometresinin %30'una tekabül etmektedir.

Karbon emisyonları artmaya devam etmekte, bu da geçmişe oranla farklı olarak kapsamlı bir eylem planı ihtiyacına işaret etmektedir.

BP CEO’su Bob Dudley “BP Enerji Görünümü 2018” raporu ile ilgili olarak, “BP'NIN STRATEJISI, ENERJI ENDÜSTRISINDEKI ÖNEMLI DEĞIŞIKLIKLERE KARŞI ESNEK VE UYARLANABILIR OLMALIDIR. BU RAPOR, DEĞIŞIKLIKLERIN OLASI ETKILERINI DEĞERLENDIRMEKTE VE UZUN VADELI PLANLARIMIZ IÇIN BILGI SAHIBI OLMAMIZA YARDIMCI OLACAK. BU DEĞIŞIMLERIN BIZI NEREYE GÖTÜRECEĞINI TAHMIN EDEMIYORUZ ANCAK BU BILGIYI GELECEĞIN ENERJI IHTIYAÇLARINI KARŞILAMA KONUSUNDAKI ROLÜMÜZE UYUM SAĞLAMAK VE BU ROLÜ YERINE GETIRMEYE HAZIRLANMAK IÇIN KULLANABILIRIZ” dedi.

BP Baş Ekonomisti Spencer Dale ise, “FARKLI ENERJI KAYNAKLARI
ARASINDA, YÜKSEK SEVIYEDE ENERJI ARZI VE SÜREKLI ENERJI VERIMLILIĞI
IYILEŞTIRMELERI ILE ARTAN REKABET GÖRÜYORUZ. DÜNYA, DAHA AZ ILE DAHA
ÇOK ŞEY YAPMAYI ÖĞRENDIĞINDEN, ENERJI TALEBI, ŞIMDIYE KADAR
GÖRDÜĞÜMÜZ EN ÇEŞITLI YAKIT KARIŞIMLARIYLA KARŞILANACAK. 2040
YILINA KADAR PETROL, GAZ, KÖMÜR VE FOSIL OLMAYAN YAKITLARIN HER BIRI
DÜNYA ENERJISININ YAKLAŞIK DÖRTTE BIRINI KARŞILIYOR. ENERJI
TALEBINDEKI ARTIŞIN %40'INDAN FAZLASI YENILENEBILIR ENERJI ILE
KARŞILANIYOR” diye konuştu.

Rapordaki analizlerin önemli bir kısmı “Gelişen Dönüşüm” senaryosuna dayandırılırken, senaryo ve rapordaki diğer hususlar, farklı kararların ve varsayımların olası sonuçlarını inceliyor. Rapor, birkaç senaryoyu dikkate almakta ve enerji dönüşümünü
yakıtlar, sektörler ve bölgeler olarak üç farklı bakış açısıyla inceliyor.

YAKIT ANALIZI

PETROL talebi, ileriki yıllarda dengelenmesine rağmen, raporun büyük bölümünde artıyor. Tüm talep artışı, gelişmekte olan ekonomilerden geliyor. Arzdaki büyüme, ABD’deki petrol sıkışıklığı ve Orta Doğu üreticilerinin pazar payı büyütme stratejisini benimsemesi nedeniyle OPEC'in 2020'lerin sonlarından itibaren bunu üstlenmesi ile sürüyor. Taşımacılık sektörü, küresel petrol talebine hakim olmaya devam ediyor ve toplam büyümenin yarısından fazlasını oluşturuyor. Raporun sonuna doğru dengelenen,
taşımacılıktan gelen enerji talebindeki büyümenin büyük kısmı karayolu dışı (çoğunlukla hava, deniz ve demiryolu) taşımacılıktan ve kamyonlardan gelirken otomobillerden ve
motosikletlerden küçük artış elde ediliyor. 2030'dan sonra ise petrol talebindeki büyümenin ana kaynağı, özellikle petrokimyasallar için ham madde olarak yanma ile ilgili olmayan kullanımlardan kaynaklanıyor.

DOĞAL GAZ, hızla büyüyen gelişmekte olan ekonomilerdeki artan sanayileşme ve güç talebi düzeyleri, kömürden gaza geçişin devam etmesi, Kuzey Amerika ve Orta Doğu'daki düşük maliyetli arzların artışı ile desteklenen bu dönemde güçlü şekilde büyüyor. 2040’a gelindiğinde ABD, küresel gaz üretiminin neredeyse dörtte birini karşılayacağı ve küresel LNG (Sıvı Doğal Gaz) arzı iki kattan fazla gerçekleşeceği öngörülüyor. 2020’lerin başında LNG kapasitelerinin, bölgeler arası boru hattı sevkiyatlarını aşmasıyla, LNG arzlarındaki süregelen büyüme, gazın dünyadaki mevcudiyetini büyük ölçüde artıracak.

KÖMÜR_tüketimi, Görünüm raporu döneminde dengeli seyretmekte olup Çin ve OECD'deki düşüşler, Hindistan ve diğer gelişmekte olan Asya ekonomilerindeki talep artışıyla telafi ediliyor. Çin’in 2040 yılına kadar kömür için en büyük pazar olup, küresel kömür talebinin %40'ını oluşturması bekleniyor.

YENILENEBILIR ENERJI %400’ün üzerinde büyüyor ve küresel enerji üretimindeki artışın %50'sinden fazlasını oluşturuyor. Bu güçlü büyüme, rüzgâr ve güneş enerjisinin artan rekabet gücü sayesinde sağlanıyor. Sübvansiyonlar, yenilenebilir enerjinin giderek
diğer yakıtlara karşı rekabet edebileceği 2020'lerin ortalarında kademeli olarak ortadan kalkıyor. Çin, büyümenin en büyük kaynağı olup OECD ülkelerinin tamamından daha fazla yenilenebilir enerji sağlarken, Hindistan da 2030'a kadar büyümenin en büyük
ikinci kaynağı oluyor.

SEKTÖR ANALIZI

Birincil enerji talebindeki artışın yaklaşık %70'ini ELEKTRIK oluşturuyor. Yenilenebilir enerjinin kullanım oranının, hızlı bir şekilde artması ve bugün %7 olan bu oranın 2040'a kadar dörtte bire ulaşmasıyla, güç üretiminde kullanılan yakıtların karışımı bariz bir şekilde dönüşüme uğrayacak. Buna rağmen kömürün, 2040 yılına kadar güç üretiminde en büyük enerji kaynağı olmayı sürdürmesi bekleniyor. Toplam taşımacılık talebi iki
katına çıkmasına rağmen TAŞIMACILIK enerji talebi yalnızca %25 oranında artıyor ki, bu da araç verimliliğindeki artışları yansıtıyor. Alternatif yakıtların (özellikle doğal gaz ve
elektrik) penetrasyonunun artışına rağmen, taşımacılık sektöründe petrolün egemenliği devam etmesi bekleniyor. (2040 yılında yaklaşık %85).

Bu yılın Görünüm raporu, taşımacılık sektöründe elektriğin penetrasyonunu hem elektrikli araç sayısını (EV'ler) hem de her bir aracın ne kadar yoğun kullanıldığını göz önüne alarak ölçüyor.

Gelişen Dönüşüm senaryosunda, küresel otomobil parkındaki EV'lerin payı 2040 yılına kadar yaklaşık %15'e ulaşacak ki bu da neredeyse 2 milyarlık bir otomobil parkında 300 milyondan fazla otomobil demek. Bununla birlikte, elektrikli otomobillerin kullanım
yoğunluğu da hesaba katıldığında, elektrikle çalışan binek otomobillerin kilometre payı yüzde 30'un üzerinde. Görünüm raporu, paylaşılan mobiliteli tam otonom araçların etkileşiminin, elektrikli otomobillerin kullanım yoğunluğunu nasıl büyük ölçüde artırabileceğini gösteriyor.

2040'a kadar olan dönemde önemli bir belirsizlik de elektrikli otomobil satışlarının artış hızı olacak. Görünüm raporu, bu belirsizliğin önemini ölçmek için 2040 yılından itibaren içten yanmalı motorlu (ICE) otomobil satışlarında dünya çapında bir
yasak olduğunu varsaydığı bir senaryoyu dikkate alıyor. Bu senaryo, Gelişen Dönüşüm senaryosuna göre sıvı yakıt talebini günde yaklaşık 10 milyon varil azaltıyor ancak yine de 2040 yılında 'ICE yasağı' senaryosundaki petrol talebi seviyesi 2016'dan daha yüksek
oluyor.

Dale elektrikli otomobillerle ilgili olarak da şunları söyledi: “ELEKTRIKLI OTOMOBILLERDEKI HIZLI BIR BÜYÜMENIN - HATTA ÇOK HIZLI BIR BÜYÜMENIN PETROL TALEBININ ÇÖKMESINE NEDEN OLACAĞI FIKRI TEMEL RAKAMLARLA DESTEKLENMIYOR" DIYOR VE ŞÖYLE DEVAM EDIYOR: “BIR ICE YASAĞINI VE ÇOK YÜKSEK VERIMLILIK STANDARTLARINI GÖRDÜĞÜMÜZ SENARYODA BILE, PETROL TALEBI 2040 YILINDA BUGÜNKÜ SEVIYEDEN DAHA YÜKSEK.”

Yakıtların yanma ile ilgili olan ve olmayan kullanımlarını içeren ENDÜSTRIYEL enerji talebi, enerji tüketimindeki artışın yaklaşık yarısını oluşturuyor.

Çin'in büyük ölçüde daha az enerji tüketen bir hizmete ve tüketici yönelimli sektörlere geçişine bağlı olarak elde edilen verimlilik artışı, endüstriyel enerji talebinde daha yavaş
büyümeye neden oluyor (yanma ile ilgili olmayan sektör hariç). Çin'in yavaşlayan büyümesinin bir kısmının Hindistan ve Afrika da dâhil olmak üzere düşük gelirli ekonomilere kayma ihtimali yüksek görülüyor.

Özellikle petrokimyasallar için ham madde olmak üzere YAKITLARIN
YANMA ILE ILGILI OLMAYAN KULLANIMI, petrol ve gaza olan toplam talebin en hızlı artan kaynağı. Bazı ürünlerin, özellikle de tek kullanımlık plastiklerin ve ambalajların kullanımı üzerindeki artan çevresel baskıların büyümeyi geçmişteki eğilimlere göre
oldukça belirgin biçimde olumsuz etkilemesine rağmen, yakıtların yanma ile ilgili olmayan kullanımı, diğer endüstriyel kullanımların neredeyse iki katı oranında artıyor. Petrol, yanma ile ilgili olmayan enerji kullanımındaki büyümenin neredeyse üçte ikisini oluşturuyor ve geri kalanını da büyük ölçüde doğal gaz sağlıyor.

BÖLGESEL ANALIZ

Enerji tüketimindeki tüm büyüme, hızla gelişmekte olan Çin ve Hindistan gibi ekonomilerde, 2040 yılına kadar küresel enerji talebindeki büyümenin yarısını oluşturuyor. Bu dönemde Çin'in enerji artışı, daha sürdürülebilir bir ekonomik büyüme modeline geçtikçe yavaşlıyor. Hindistan'ın talep büyümesindeki yavaşlama
daha az belirgin ve 2030'lu yılların başında dünyanın en hızlı büyüyen enerji pazarı olarak, Çin’i geçeceği öngörülüyor.  Görünüm raporunun ileri safhalarında Afrika, 2035'ten 2040'a kadar küresel talebin artmasına Çin'den daha fazla katkıda bulunarak enerji talebini artırmada giderek daha önemli bir rol oynayacak.

KARBON EMISYONLARI

Görünüm raporunun Gelişen Dönüşüm senaryosunda, karbon emisyonları 2040 yılına kadar %10 artıyor. Bu, son 25 yılda görülen oranlardan çok daha düşük olmakla birlikte, Paris İklim Anlaşması taahhütlerini gerçekleştirmek için gerekli olduğu düşünülen keskin düşüşten daha yüksek.

Bu nedenle, Görünüm raporu, 2040 yılına kadar karbon emisyonlarının neredeyse %50 oranında azaltıldığı Uluslararası Enerji Ajansı'nın 'Sürdürülebilir Kalkınma Senaryosu'nda olduğu gibi karbon emisyonlarında benzer keskin düşüşü içeren bir “Daha Hızlı Dönüşüm” senaryosunu da inceliyor. Bu senaryoda, Gelişen Dönüşüm senaryosuna oranla emisyonların ilave azaltılmasının büyük bir kısmı, 2040 yılına kadar neredeyse tamamen karbon salımı üretmeyen hale dönüşecek enerji sektöründen kaynaklanıyor.

Dudley açıklamalarında şu ifadelere yer verdi: "GEÇMIŞTEN ÇOK
DAHA KARARLI BIR BIÇIMDE AYRILMAYA IHTIYACIMIZ VAR. BP'DE KARBON
FIYATLANDIRMASININ ÖNEMLI BIR UNSUR OLMASI GEREKTIĞINE INANMAYI
SÜRDÜRÜYORUZ ÇÜNKÜ BU, TÜKETICILERIN DAHA VERIMLI ENERJI
KULLANMASINDAN ÜRETICILERIN DAHA AZ KARBONLU ENERJI BIÇIMLERI
ÜRETMESINE KADAR HERKESI ROL ALMAYA ÖZENDIRIYOR."


BP TÜRKIYE HAKKINDA

106 yıldır akaryakıt dağıtım, pazarlama, rafinaj alanındaki girişimleri ile Türk ekonomisine önemli katkılarda bulunan BP Türkiye, ülkemizde 695 akaryakıt istasyonuyla müşterilerine hizmet vermektedir. Ana hedefleri, ürün ve hizmet kalitesini sürekli geliştirmek, ürün çeşitliliğini sağlamak ve bunların neticesinde en üst düzeyde müşteri memnuniyeti yaratmak olan BP Türkiye, bu hedefleri, "insana ve çevreye zarar vermeden” gerçekleştirmek için çalışmalarını sürdürmektedir.

BP, tüketicilere sunduğu ürün ve hizmetlerin kalitesini artırmak amacıyla yatırımlarına devam etmektedir. BP için bir hayat tarzı olan SEÇ (Sağlık-Emniyet-Çevre) prensipleri kapsamında, istasyonlardaki altyapı koşullarını iyileştirmek, yol güvenliğini
artırıcı programları uygulamaya devam ederek çalışanlarına, bayilerine ve müşterilerine emniyetli ve güvenli ortamlar yaratmak, BP Türkiye'nin önceliğidir.

odtü eymir göl don soğuk