Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom’un Mersin’de inşa ettiği Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde (NGS), inşaat çalışmaları dört ünitede birden hızla devam ediyor. Türk şirketleri için Türkiye’nin ilk nükleer santral projesi Akkuyu “gurur ve referans” projesine dönüştü. Şirketler hem nükleer endüstride varlıklarını güçlendirmeyi hem de Akkuyu tecrübesini farklı ölçekteki projelerde sürdürmeyi hedefliyor.
Akkuyu projesinde tedarikçi olarak yer alan Türkiye’nin en büyük elektrik firmalarından olan Gersan Elektrik Tic. ve Sanayi A.Ş. Kurumsal İletişim ve Tanıtım Müdürü Güven Yılmaz, Akkuyu NGS projesi tamamlandıktan sonra nükleer alanda Türk tedarikçilerinin daha çok yer alacağına dikkat çekti. Yılmaz, Akkuyu’nun Türk sanayisi için öneminin altını çizerek, bu projede yer alan Türk şirketleri için yeni bir fırsatlar kapısı açıldığını kaydetti. Yılmaz, “Bu büyük ve prestijli bir proje. Dolayısıyla Türk firmalarının bu projede çalışıp projenin bitiminden sonra diğer ülkelere ve sektör içerisindeki tüm firmalara bu prestiji gösterecek olmaları Türk firmaları açısından şüphesiz bir gurur kaynağı olacak. Türk mühendisliğinin de kalitesini ve başarabileceği işlerin doruk noktasını gösteren projelerden biri olması Türk Sanayisi için de son derece önem taşıyor. Bu yapılan ilk nükleer santralden sonra, Türk tedarikçiler yetkinliklerini kanıtlamış olacak. Türk sanayisi sektörde dünyanın kaliteli sanayilerinden ve üreticilerinden bir tanesi fakat yine de nükleer santral denilince işin içine birçok farklı unsur giriyor. Akkuyu’nun tamamlanıp faaliyete geçmesiyle Türkiye’nin ve dünyanın herhangi bir yerinde yapılacak nükleer santrallerde Türkiye ve Türk tedarikçiler, Türk üretimciler ve Türk mühendisler kendini kesinlikle ispat etmiş olacak. Bununla beraber başka nükleer santral inşaatı projelerinde çalışma isteğimiz ve şevkimiz artacak. Aşina olmadığımız, daha önce çok azımızın çalıştığı bir alanda artık uzman olarak dünya piyasasında ve diğer sahalarda yerimizi alacak ve Akkuyu’yu her zaman gurur duyarak anlatacağız” ifadelerini kullandı.
“Akkuyu bizim göğsümüzü kabartan projelerden biri.”
120’den fazla ülkeye ihracat yapan ve bununla beraber Türkiye’nin ilk yerli ve milli elektrikli araç şarj ünitesini üreten firma olma niteliklerini taşıdıklarını kaydeden Yılmaz, “Zonguldak, Kaliningrad ve Umman’da fabrikalarımız var. Akkuyu’daki binaların topraklama ve çatı ekipmanlarını biz veriyoruz. Ek olarak aydınlatmalar ve kablo kanalları içinde çalışıyoruz. Akkuyu bizim göğsümüzü kabartan projelerden biri” dedi.
“Akkuyu NGS projesinde çalışıyor olmak bizim için bir gurur kaynağı”
Akkuyu NGS tedarikçilerinde biri de 2011 yılından bu yana Türkiye’de hizmet veren Layher İskele. Firma kalitesiyle, sektörel deneyimleriyle, çözüm odaklı yaklaşımlarıyla, teknik ekibi ve yönetimiyle projeye önemli katkılarda bulunuyor.
Almanya merkezli şirketin Kıdemli Satış Yöneticisi Oktay Yılmaz, “Akkuyu NGS projesi sayesinde hedef büyüttük. Zorlu ve dinamikleri sürekli değişen bir projeden bahsediyoruz. Elbette farklı süreçlerden geçtik ancak biz hep Akkuyu’ya bir proje olarak baktık. Her temas ettiğimiz kişiyi, gelen talebi ve karşılaştığımız sorunu bu tarihi proje kapsamında değerlendirdik, süreçlerin tarafı olmadık, projeye odaklandık. Geldiğimiz noktada bu büyük projede çalışmak bizim için bir gurur kaynağı. Bu projeye emek veren herkesin de bu gururu taşıdığına dair inancım tam” diye konuştu.
“Akkuyu NGS projesi bölgeye katma değer sağlıyor”
Akkuyu projesinde yer almanın değerli bir referans olduğunu belirten Yılmaz, “İhracatın önem kazandığı günümüzde yurt dışı pazarlar yerli firmalara daha çok fırsat yarattı. Firmalar referans gösterebilecekleri potansiyelli projeler ve daha kârlı iş imkânları yakaladılar. Böylece biz de yurt içinde yeni alanlar bulabildik. Akkuyu NGS projesi de bu çabamızın doğal bir sonucu oldu. Santralin bakım çalışmalarının olacağı ilerleyen dönemlerde de yüksek stok kapasitemiz, teknik yeterliliklerimiz ve güvenilirliğimizle fark yaratmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Projenin ayrıca firmalar arasındaki rekabeti de arttırdığını dile getiren Yılmaz “Türkiye’nin en büyük yatırımlarının Adana ve Mersin bölgesinde yoğunlaştığını görüyoruz. Akkuyu NGS projesi de bu yatırımlar arasında ticari ve siyasi önemiyle öne çıkıyor ve bölge için katma değer sağlıyor. Hem Akkuyu hem de diğer projelerle birlikte ortaya çıkan ticari fırsatlar, nitelikli iş gücüne olan ihtiyacı artırırken firmalar arasında rekabeti de beraberinde getiriyor. Bu rekabette herkese pay olduğu inancındayım, yeter ki süreçler birbirini beslesin” dedi.
Akkuyu NGS’de yerelleştirme hacmi 7,7 milyar dolara yükseldi
Akkuyu NGS projesi, bölgedeki ticari faaliyetlere de katkı sağlıyor. Sahada 34 bin kişiye istihdam yaratan proje, 150’den fazla Türk firması için de bir dönüm noktası haline gelmiş durumda. Pek çok firma için ilk kez bir nükleer santral projesinde yer alma fırsatı yaratan Akkuyu NGS, bölgedeki işsizlik oranında belirgin bir düşüş yarattı. Silifke Ticaret ve Sanayi Odası’nın açıkladığı rakamlara göre, inşaatın başlamasından bu yana bölge büyük bir canlılık kazandı ve 1600’den fazla yeni işletme faaliyete geçti. Alışveriş merkezlerinden restoranlara otellerden sosyal tesislere kadar pek çok işletmenin açıldığı bölgeye her geçen gün daha fazla yatırım yapılıyor. Bu yatırımlar arasında yeni yollar, mevcut yolların iyileştirilmesi, su ve elektrik şebekelerinin güçlendirilmesi gibi çalışmalar da bulunuyor.
Nükleer santrallerin güvenlik, çevrenin korunması ve işletme verimliliği açısından yüksek standartlara sahip olması, tedarikçilerin hizmet ve mal kalitesini de önemli ölçüde etkiliyor. Nükleer sektörün sunduğu bu yüksek standartlar, tedarik zincirindeki her aşamada kaliteyi yükselterek hizmet ve mal kalitesi açısından önemli iyileşmeler sağlıyor. AKKUYU NÜKLEER’den yapılan son açıklamalarda tüm bu yüksek standartları karşılayan tedarikçi firmaların projede yer almaya devam etmesiyle yerelleştirme hacminin 7,7 milyar dolara ulaştığı belirtiliyor.
Akkuyu NGS projesinde yer alan tüm Türk tedarikçi şirketleri, projeye şeffaf bir ihale sürecinin ardından katlıyor. Şeffaflık, tüm tedarikçilerin eşit fırsatlara sahip olmasını sağlayarak adil rekabet imkânı sunuyor ve tedarikçilerin yüksek kalite standartlarına uyum sağlamak için daha fazla çaba göstermelerini teşvik ediyor. Bu yaklaşım, projede yer alan tedarikçilerin kalite ve verimlilik konusundaki taahhütlerini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda projeye olan güveni ve bağlılığı da güçlendiriyor.
(nükleer enerji şirketleri - nükler enerji santralleri)